Playlist 2

Pazar, Ocak 31, 2016

İki Çocuk İçin

Çok uzakta bir yerde
Bilmem hangi şehrin hangi sokağında
Parçalara ayrılmış bir coğrafyanın
Henüz alışılmış bir mevsiminin tam ortasında
Bloklara ayrılmış  mahallelerinden birinde
Doğrultup namlusunu bir çift göze
Bekleyen bir adam bir de kısa küçük ayaklar
Basmasını yere öğreneli aylar geçmiş
Titreyen küçük parmaklar
Soyunu muhtemelen bilmiyor
Belki kulağına çalındı göklerden bahsederken anası
Belki aklı oyuncağındaydı
Kırpıştırarak tozlu kirpiklerini
Namlunun ucuna bakıyor merakla
Öyle korkmuyor senin benim gibi ölmekten
Sıkılmış sadece biraz beklemekten
Sonra bağırıyor yine soyunu bilmediği adam
Babasını öldüren,anasını öldüren,kardeşini öldüren
Birkaç mahalle ilerideki arkadaşını öldüren adam
Bir ağlamadır kopuyor gözlerinde
Sıkıştığı taştan köşesinde
O anda medeniyetin hiçbir yerinde
Hiçbir geniş ve ferah odasında
Yüksek duvarlarla çevrili hiçbir sıcak binasında
Henüz kimseden yana olmayan ve
Henüz sadece dünayaya ait
Hiçbir çocuk gülmüyor.

Yakın bir yerinde bu sefer memleketimin
Gökyüzünden gidersen birkaç saat
Yeryüzünden,birkaç hafta
Eğer kollarında taşıyorsan evladını
Ve cebinde paran da yoksa
Birkaç yıl sürecek uzaklıkta
Duvarlarla çevrilmiş ismini çoktan unuttuğum
Medeniyetin ortasında bir şehrin biraz dışında
Durmadan koşan insanlar topluluğunun ortasında
Minik bir kız çocuğu ayakta bekliyor
Yakalayıp koltuk altından babasının
Herkesin koştuğu yöne doğru götürmesi için muhtemelen
Ya da onları çoktan kaybettiğinden
Anlamadan herkesin neden koştuğunu
Öylece bekliyor
Bu kadar uzağa koşmamıştı hiç
Hiç beraber koştukları bu kadar üzgün değildi
Hiç beraber koştukları bırakmamıştı yolun ortasında onu
Ve ağlamıyordu hiçbir çocuk dizini kanatmadıkça
Bir ağlamadır koptu gözlerinde
Dizini kanatmadığı halde
Orada bırakarak ailesinin hatırasını
Tam orada öğrenerek medeniyete karışmayı
Ardında kimin olduğunu bilmediği sınırı geçmeye koştu
Ve tam da o anda evlerinin girişinde
Saçaklarının altında binalarının
Ve şehirlerinin tabeleları önünde
Durdu tüm çocuklar
Çağırmadan kimse onları
İtelemeden sırtlarından hiçbiri
Girmedi evlerinden içeri


                                                                                                       Rüzgardanadam 
                                                                                                        İstanbul,1,2016






 

Salı, Ocak 12, 2016

En Uzaktaki

Belki görüyorsundur herşeyi
Gözüne çarpıyordur seninde
Sesi ulaşıyordur oralara kadar değil mi
Benimki de laf
Elbette ulaşıyordur
Görüyorsundur olanı biteni.

Koca bir kazanda binlerce isim var
Bazıları bir araya gelmiş,
Bazıları birbirinden çok uzakta
Saplayıp koca asanı ortalarına
Durun çocuklar kaldı aranızda
Diyebiliyor musun
Ateşler içindeki toprağına,
Mavi kadife sularından gönderebiliyor musun
Hangisi daha az inanıyor
Hangisinin inancının hangsinden çok olduğunu,
Bizim kadar iyi görebiliyor musun
Ve herkesi üzerinde barındıran sen 
Tahmin edebiliyor musun kimin kimden olduğunu.
Biliyorum çok uzun zamandır oradasın
Belki biraz sıkıldın
Gözünü dikip derin sessizliğe
Başka boşluklar düşlüyorsun karanlıkta dönmeye
Bizim için terk etmiyorsun da yerini
Az geliyor galiba artık bize 
Biz terk etmek üzereyiz seni
Önce benden duy istedim 
Herkes daha az oluyor herkes için
Azalıyor sesleri anlam veremeyenlerin 
Artık yeryüzünün her karışında bir fikir var
Hepsi mantıklı geliyor insanlara,tüm fikirler kadar
Ama unuttulur çocukların yaşaması gerektiğini
Ve hiç tanımayan birbirini
Adamlar savaşıyorlar.

Adamlar,kadınlar,çocuklar...
Biz diyebileceğimiz kimse kalmayıncaya dek
Hep uzakları,istemediklerimizi düşleyerek
Ve yavaşlatarak hızını azar azar senin
Savaşıyorlar.
Savaşmak için çok çirkin günlerde üstelik
Çocukların koşabileceği uzun meydanlarda
Henüz yarışı kazanmadan hiçbiri
Kaldırıp nerden geldiğini bilmedikleri
Silahlarıyla savaşıyorlar.
Gözünü dikip bakma artık derin boşluğun uzaklarına 
Senden başkası çözemeyecek belli ki
Daha hızlı dön,en hızlısından
Düşürüp silahlarını bulanana kadar başları
Sarılıp kucaklaşana kadar çocuklarla.



                                                                                                       Rüzgardanadam
                                                                                                       İstanbul,1,2016