Playlist 2

Perşembe, Mart 17, 2016

Aşağı Yol



Var elbet bir zamanı hepimizin en iyisinden.
Herşeyin en canlı gözüktüğü gözümüze
Suların en ışıl ışıl ve
Toprağın en az çamurlu olduğu
Ulaşmak için bir yere en az zahmetle,
Dokunmak için özlemle,
Ağlamak için gürültüyle,
Saklamadan hiçbirşeyi
Ve en güzel mevsimin yaz olduğu genelde
Var,hatırla,biliyorsun
Düşmüyorsa hatrına şükür,şimdi yaşıyorsun.

Pek sonra düşecek aklına ya o anın işte o an olduğu
Ne yazık rengi soluk diye bileceksin,
Ve tadı kaçık diye
Ayırt edeceksin şimdiyi geçmişten
Rüzgar ya üşütecek ya da bilemeyeceksin üşüdüğünü
Üstü açılmış uykulardan,ismi hep saklanan
Yarım bırakılmış günlüğünü
Kaldırıp atacaksın.
Düşmüştür acısı şimdiye
Düşmediyse ne mutlu hepsini unutacaksın.

Söylenir mi bilmem
Başıboş karanlığa doğru anlatılır mı,
Kimseye dokunmayan çocukluğum
Renginden bahsetsem ne yazar bahçelerin
Kaçında bittiğini tepelerdeki zeytinlerin
Ve hiç görmediğimiz halde başı ufaktan ezilecek yılanları
Toprağa korkumuzdan oturmadığımızı
Az ileride su var oradan içersiniz
Doldurup avucunuzu,damlalarla süslersiniz
Hiç bitmeyeceğine eminken
Birden kesildi çeşmenin suyu
Alır beni yol üzerinden bir otomobil
Bırakır nereye gitmek istersem
Hiç düşünmeden.
Ah ne güzel,hiç düşünmeden
Hiç düşünmeden sesi ağaçların
Selamını almak ölü adamın
Ah,hiç düşünmeden...



                                                                                                       Rüzgardanadam
                                                                                                        İstanbul,3,2016






Pazar, Mart 13, 2016

Adımlarım

Bu sefer yetişmeliyim hızına dünyanın
Hiçbir kelimemi yanlış basmamam gerekir
Ne yana dönsem biliyorum keskin dişleriyle
Bir düşman karşılayacak beni
Hepsinin bir ismi var ezberimizde
Oysa anlamak için başlamamış mıydık konuşmaya
Mağaralarda yalnız ve sakinken gece
Önüme doğru yol alsam muhtemelen ayak izleri
Suçmuş gibi takip etmek ayak izlerini
Binlerce ses hepsi aynı anda istiyor aynı şeyi
Hiç birini istemediği halde çocuklar
Ayaklarımın altında ya ölü ya da ölümün sınırındalar
Varsayalım ki geri döndüm
Ki benle birlikte çok da geri dönen gördüm
Vazgeçip geri dönmek varmı insanlığın sıfatında
Yoksa geri dönecek kadar ileri mi gittik
Bu mudur gidilebilecek en son yol,hayır.

Kanlı ve çamurlu ayak izleri devam ediyor
Balçıklarla sıvanmış bedenler var ilerisinde yolun
Haberleri geliyor geriye dönenlerden
Hiç meyve bahçeleri gözükmüyormuş
Hiç çiçek açmıyormuş topraklarda
Sandığımız gibi değilmiş rengi maviliklerin
Dokunmuyormuş kalbine sözleriyle başka bir kalp
Artıyor diyorlar düşmanın sayısı
Kapı diplerinde küçük ayrık otları
Ne yana gitmeli şimdi sorsam bilir misiniz ?
Bu adresin tarifini verebilir misiniz ?
Hangi köşeyi dönünce başlıyor insanlık
Alay etmeden hangi saçağın altında konuşuyorlar
Hangi dumansız caddede çocuklar koşuyorlar
Uzun,geniş ve yeşil mi şu az ilerideki ağaçların dibi
Sol kolumuzun üstünde mi kalıyor hala günahlarımız
Ve cevabı olmayan sorular mı var sokakların her yanında
Durup dinlenmeli yol kenarında
Tekrar yola koyulmadan evvel
Hala varmış gibi yolumuz
Ve biz çizmiyormuşuz gibi var olan tüm yolları
Durup dinlenmeli.


                                                                                                   Rüzgardanadam
                                                                                                   İstanbul,3,2016