Playlist 2

Çarşamba, Mayıs 21, 2014

Pek Kusurlu Teori

Zaman ne getirirse getirsin kaybolmayan tek şey taklit yeteniğimiz.Belki bu kelime ukela bir tavırla kulaklarınızı doldurdu.Üstünkörü bir düşünme ile karşınıza çıkmış,saygıyla sizi selamlamak yerine suratınıza gülümsemiştir ama kelimenin tam anlamıyla işte bu:aptal,küçük takltiçiler.Mesele bu kelimenin varlığı değil açıklamak istdiğim bu kelimenin sıradışılığı.

Taklit eden adamın en büyük özelliği taklit ettiği şeye benzemesi değil kendinden olabildiğince uzaklaşmasıdır.Taklitte ki başarısı da ancak bundan kaynaklanabilir.Gördüğü  bir hayvanın en belirgin özelliğini taklit ederken aslında yaptığı şey kendisine en uzak şeyi göstermesidir.Taklit eden insanoğlunun sürekli başkası olması çabası da ancak böyle açıklanabilir.Taklit eden insan sürekli yeni birşey yarattığı izlenimine elbet kapılacaktır ama genlerinin buyruğundan kopamadığı gerçeği başarısız bir taklitin hemen ardından gözükecektir gözlerine.Hayvansal bşr yaşamdan sözde insanoğlunun yüksek kültürüne geçişimiz ardı sırası kesilmeyen taklitler zincirinden başka bir şey değildir.İşte burada beni korkutan muazzam bir güç var.

Önyargılarımızdan,korkularımızdan,beklentilerimizden ve cinsel dürtülerimizden kopup nasıl oldu da atalarımızı bu denli başarılı taklit ettik.Yoksa bu saydıklarım da bu başarıya hizmet mi etti.Genetiksel bir süreç bize taklit edeceğimiz şeyleri mi sundu.Önümüze çıkan kuşlardan şimdi gökyüzünde sayısını tahmin edemeyeciğimiz kadar çok uçak yaptık.Yerden elmayı toplama taklidinden yüksek matematiksel hesaplara geçen insanoğlunun kaderi ne zaman değişti.Dinler mi,öncü liderler mi yoksa sanat mı?

Hangisi buna hizmet etti bilinmez ama cevaplarının ne kadar kişisel olduğu aşikar gibi duruyor ve bu korkutucu farklılık taklit teorisinin işleyen çarklarına çomak sokuyor.Çelişik fikirler,bilimi aydınlatıyor,aydınlanan bilimse sokakları ve evlerimizi.Ama aydınlanan kara parçalarına zihinlerimiz eşlik etmiyor.Sanki evrimin bir basamağında insanoğlu bulmayı bıraktı.Onun yerine genleri artık geliştirmek için emir veriyor.Ya da yok etmek için.Asıl dikkat çeken genlerimizin ve içinde yatan her ne ise onun bize verdiği yok etmek emri.

Çok çeşitli toplumlar bunu Tanrının gazabı gibi yorumladı.Aşırı artan nüfüs ya da aşırı arttığı iddia edilen kötülükler buna sebep oldu dendi.Belki doğruydu belki yanlış.Bununla ilgilenmiyorum.Gelişmek halindeki insanın başlattığı durmaksızın ilerleme belki de aynı genleri yok etme emri vermek üzere proglamladı.Artan her kötülüğe bir yok etme emri.Uçakları ellerimizle düşürdük.Çünkü ufak matematiksel hesapların hatalarını bilerek daha doğrusu gensel bir bilinçle yaptık.Yıktığımız binalar eksik kullanılan malzemeler değil genlerimizin içindeki eksik vicdandan kalynaklandı.Sayıyı azaltmak ama aynı zamanda hayatta kalabilmek için kendimiz dışındaki her şeye yok edilecek hedefler gözüyle baktık.Bu ihtimalin varlığı bile yeterince heyecan verici.Ayrıca Tanrının bilinmeyen yüzlerce gücünden biri de belki bu.Taklit ederek öldürmemiz.


                                                                                                             Rüzgardanadam//Mayıs 2014
                                                                                                                           Denemeler
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder